NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ أَبِي
وَائِلٍ عَنْ
خَبَّابٍ
قَالَ
مُصْعَبُ
بْنُ عُمَيْرٍ
قُتِلَ
يَوْمَ
أُحُدٍ
وَلَمْ تَكُنْ
لَهُ إِلَّا
نَمِرَةٌ
كُنَّا إِذَا
غَطَّيْنَا
بِهَا
رَأْسَهُ
خَرَجَتْ
رِجْلَاهُ
وَإِذَا
غَطَّيْنَا
رِجْلَيْهِ
خَرَجَ رَأْسُهُ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
غَطُّوا
بِهَا رَأْسَهُ
وَاجْعَلُوا
عَلَى
رِجْلَيْهِ
مِنْ
الْإِذْخِرِ
Habbâb (b. Eret)'den
demiştir ki:
Mus'ab b. Umeyr, Uhud
(savaşı) günü şehid edilmişti, (üzerinde) alaca yünlü kaftandan başka (bir şeyi
de) yoktu. Başını örttüğümüz zaman ayaklan dışarda kalıyor, ayaklarını
örttüğümüz zaman da başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Rasûlullah (S.A.V.)
" Onun başını
örtünüz ayaklarının üzerine de (biraz) izhir koyunuz." buyurdu.
İzah:
Buhâri, cenâiz,
menakıbu'l-ensar, megazi, rikâk; Müslim, cenâiz; Nesâî, cenaiz; Tirmizî,
menakıb; Ahmed b. Hanbel V-109, 112 VI-395.
Musannif Ebû Dâvûd bu
hadisi 3155 numarada tekrar rivâ-yet etmiştir. Biz gerekli açıklamayı orada
yaptığımızdan, burada sadece hadisin, tekfin ve tedfin masrafları
karşılanmadan önce ölünün mirasından hiçbir harcama yapılamayacağına ve hiçbir
kimsenin bir pay alamayacağına delalet ettiğini söylemekle yetiniyoruz. Daha
geniş açıklama için okuyucularımızı sözü geçen hadisin şerhine havale ediyoruz.